ZOONOZ PARAZİTLER

DIŞ PARAZİTER HASTALIKLAR

  • Dış Parazitler 
  • Bitler
  • Pireler
  • Keneler
  • Uyuz  Etkenleri

BİTLER

Bilimsel adı Pediculosis’ tir. Bitler tüylerin gövdesinde yaşayan 2 mm'lik küçük böceklerdir. Pençeleriyle tüylerin gövdesine tutunurlar.Tüm yaşamlarını ev sahiplerinin sırtında geçirirler.Ya deriden dökülen dış tabakayı yiyerek ya da kan emerek beslenirler. Bitler köpekler arasında bulaşıcıdır. Fiziksel temas bulaşması için yeterlidir. Yumurtalarını tüy gövdelerine bırakırlar. Bu yumurtalar beyaz noktalar olarak görülebilir. Büyüteçle görsel kontrol yapılabilir.

Belirtiler ve Korunma:

Şiddetli kaşınma ve tüy kaybı, çok miktarda ise anemi görülebilir. Bu belirtiler kolaylıkla diğer deri hastalıkları ile karıştırılır.Tedavisi oldukça kolaydır. Pire ve keneyi öldüren ürünlerin çoğu bitleri de  öldürebilir. Köpeğin tüylerinde düğümlenme varsa tedaviden önce bunlar tıraşla temizlenmelidir. Tüm tüy bakım aletleri de aynı sıvıyla yıkanmalıdır. Anemiden şikayetçi tüm köpeklere demir takviyesi yapılmalıdır.

Bitler türe spesifiktir. Yani köpek bitleri köpekte insan bitleri insanda yaşar. Yani insanlara bulaşmaz.

PİRE

  • Bilimsel adı Ctenocephalides 'dir. Çıplak  gözle görülebilirler.
  • Kahverengimsi kırmızı böceklerdir. Köpeğin üzerinde değilken 1.5 metre yükseğe zıplayabilirler. Köpeğiniz kolaylıkla parklardan ya da üzerinde pire olan diğer kedi ve köpeklerden bu böcekleri alabilir. Köpeğin üzerinde çıplak gözle görülebilirler. Siyah kara biber benzeri dışkıları pet sahiplerince fark edilebilir.
  • Pirelerin kedi ve köpeklerinize verdiği zararlar, sadece ısırıp kan emekle kalmaz aynı zamanda bu esnada deriye bir miktar salya enjekte ederek ısırdıkları yerde tahriş oluşturur ve bu durum şiddetli kaşıntıyla seyreden, tüy kaybı ve bakteriyel enfeksiyonlara neden olabilir. Buna Pire Allerjisi Dermatiti (FAD)denir.
  • Erişkin pireler kısa sürede oldukça fazla miktarlarda üreyebilirler. Birkaç erişkin bir ay içinde binlerce üreyebilir. Köpek ve kedinizin üzerinde genellikle kuyruk diplerinde, bacak aralarında, karında ve baldır içlerinde bulunurlar. İnsanlarda en sık pire ısırığına uğrayan bölge ayak bilekleridir.
  • Sadece kaşıntıya ve allerjiye neden olmalarının yanı sıra üzerinde beslendikleri köpeklere, önemli bir iç parazit olan D. caninum şeridini bulaştırırlar. Bundan dolayı pireye karşı mücadele ederken köpeğiniz şeritlere karşı da test edilmelidir.
  • Pireler kedi ve köpeklerin üzerinde olgun pire olarak hayatlarının sadece kısa bir dönemini geçirirler. Oysa asıl görülmeyen tehlikeli potansiyel, pire yumurta ve larvaları evlerde halı ve mobilya aralıklarında yaşayıp bu ortamda kolaylıkla çoğalıp olgun pire haline geçerler

Korunma:

Pireyle mücadele iki aşamada yapılır: köpeğin ve çevresinin ilaçlanması. Tedavi ve korunmada ayrıntılı bilgi için LEVENT VETERİNER HOSPİTAL’ İ ARAYIN!

KENELER

  • Keneler tüm evcil hayvanlarda kan emerek yaşayan bir parazittir. İki tiptedirler: Sert ve yumuşak. Köpeklerde bulunanlar serttir. Uygun bir yere yerleştiklerinde kan emmek için balık oltası gibi çeneleriyle deriye tutunurlar. Kenelerin çıkarılması bu nedenle güçtür. Kedi ve köpeklerde keneler en çok kulak ve parmak aralarında bulunurlar,
  • Kansızlık (anemi) ve gelişme geriliğine neden olurken, kan emmeleri sırasında bir çok protozoer,bakteriyel ve viral hastalıkları bulaştırmış olurlar.
  • Ayrıca , tükrük bezlerinden çıkarttıkları toksin salgıları nedeniyle kene zehirlenmesine yol açarlar.

Kenenin Çıkarılması

Göze yakın bir bölgede değilse üzerine alkol sürerek aksi takdirde mineral yağı sürerek bu başarılabilir. Alkollü pamuğu otuz ile altmış saniye kenenin üzerinde tutulduktan sonra kene çenelerini gevşetmeye başlar. Böylece ani bir bükerek çekme ile keneyi deriden uzaklaştırabilirsiniz. Bazen çeneleri içerde kalabilir ve genellikle deri bunu dışarı atar. Yine de bir cımbızla dışarı çekmek daha faydalıdır.

Yaygın inanışın tersine içerde kalan bu kısımdan yeni bir kene çıkmaz.

Kene çıkarıldıktan sonra ısırığının bulunduğu yere antiseptik ya da antibiyotik bir merhem sürebilirsiniz. Kenenin elinizde patlamamasına özen gösterin.

Kenelerden Kaynaklanan Hastalıklar :

a)Borreliosis (Lyme hastalığı): Keneler tarafından bulaştırılan bu hastalığın etkeni Borrelia adlı bir mikroorganizmadır. Bu bakteri, kenenin bağırsakları ve salya bezlerine yerleşir ve kan emme sırasında köpeklere ve insanlara bulaşır.Lyme hastalığının klinik belirtileri çeşitlilik gösterir.

İnsanlarda ısırık noktasında 1-3 hafta sonra gelişen derideki kızarıklık, ateş ve lenf bezlerinin şişmesi, birkaç hafta veya ay sonra vücudun etkilenen yerlerinde ağrılı sinir iltahaplanmaları ve felçler meydana gelebilir.

Köpekte belirgin semptomlar başlangıçta çevreye kayıtsızlık ve 40-41C ateş,daha sonra ise topallık,kas eklem ağrısı ver diğer sinirsel bozukluklardır.  

b)Babesiosis : Bir kan paraziti olan Babesia, tropikal bölgelerde yaygındır. Enfekte keneler, köpek ve insanlardan kan emdikleri sırada paraziti de naklederler.Parazit alyuvarlar içinde çoğalır ve alyuvarları parçalar.Hastada ateş, giderek artan durgunluk, anemi, mukoza ve göz kapaklarında sarılık,dalak şişmesi ve kan işeme meydana gelir.Hastalığın şiddeti hastanın bağışıklık durumuna göre değişiklik gösterir.

Kene Felci : Bazı kene türlerinin dişileri,kan emme sırasında, sadece belli dönemlerde bir toksin üreterek hayvanın sinirsel iletişimini bozar.Hastalık bulaşan köpeklerin arka bacaklarında ilerleyen bir felç ve nadir vakalarda solunum felcine bağlı ölüm meydana gelir.Kenelerin kısa sürede uzaklaştırılmaları ile semptomlar 24 saat içinde kaybolur.

Korunma: Vahşi hayvanların olduğunu bildiğiniz ormanlık alanlardan uzak durabilirsiniz. Keneleri uzak tutan ilaçlar kullanabilirsiniz. Her gezintiden sonra kendinizi ve köpeğinizi kontrol edin. Daha fazla bilgi ve yardım için- Levent Veteriner Hospital telefonlarınızı ve e-mail lerinizi bekliyoruz!!!

UYUZ ETKENLERİ

Uyuz etkenleri tüm hayvan türlerinde şiddetli kaşıntı ve kıl dökülmeleriyle karakterize, bulaşıcı deri hastalığı meydana getirmektedir. Uyuz böcekleri hayvanın derisi içinde ve üstünde tüy diplerinde yaşarlar ve çıplak gözle görülmezler. Uyuzun birçok çeşidi vardır en çok yaygın olanları:

Demodeks uyuzu 

Etken; köpeklerde demodex canis,kedide D.cati’ dir. Genelde 2-12 aylık yavru ve genç köpeklerde rastlanır. Demodeks uyuz böceği tüy follüküllerinde (kıl dibi) yaşar. İki şekilde görülür:

Kepekli Form:Genellikle kafa çevresinde, özellikle göz kapakları üzerinde ve arka ayaklarda, ağız kenarları, çene altı tüylerinde dökülmeler, deri üzerinde yuvarlak, küçük ve üzeri kepekle örtülü lezyonlar görülür. Daha sora bu lezyonlar zamanla genişler, deri yüzeyi tümden kepeklenir.

Sivilceli Form: Deri üzerinde kırmızı, sivilce gibi kabarcıklar oluşur. Kafa çevresinden başlayıp derinin diğer kısımlarına yayılır. Köpek kaşıdıkça deri daha fazla tahrip olur. Enfeksiyonlar, deride kalınlaşma ve irinleşmeler gözlenir. Tedavisi uzun sürer.

Sarkoptes uyuzu

Sarkoptesler derinin altında tünel şeklinde girintilerde yumurtlarlar.

Köpeklerde Sarkoptes canis uyuzu karın altında, ayakların iç yüzü ve baş gibi vücudun az kıllı veya kılsız bölgelerine yerleşerek, deride önce kızarıklık ve sivilceler meydana getirirler. Daha sonra kaşıntı başlar, deri üzerinde kepeklenme, kabuklanma, kıl dökülmesi ve en sonrada deride kalınlaşmalar, kıvrımlar oluşur.Kaşıntı çok şiddetlidir.

Kulak uyuzu-Otodectes cynotis

Kedi ve köpeklerin kulak yollarına yerleşen bu etken, hayvanların kulaklarında kırmızı-kahve renkli kabukların şekillenmesine , kulağın kalınlaşmasına, kulak yolunun kabuk ve eksudatla dolmasına ve şiddetli kaşıntıya neden olmaktadır. Hayvan kulağını devamlı kaşıması sonu kulak kepçesi üzerinde sıyrıklar oluşur, hastalık ilerleyince ortakulak iltihaplanması ortaya çıkabilir.

Kedi uyuzu-Feline scabies

Çoğunlukla kedilerde bulunan, kedilerin baş ve kulaklarından başlayarak boyun bölgesine kadar yayılabilen, kaşınma ile ayaklara, ayaklardan vücudun diğer bölgelerine de bulaşabilen bir hastalıktır. Etkenin yerleştiği yerde önce kıllar dökülür, daha sonra deride kepeklenme ve zamanla deride kalınlaşma, çatlama ve kabuklanmalar meydana gelir.Göz kapaklarına yerleşince, kapaklar açılamaz. Hayvanda şiddetli bir kaşıntı vardır. tedavi edilmediğinde hayvan zayıflıktan ve kansızlıktan ölür.

Tanı:

Teşhisi gene veteriner hekim tarafından alınan deri kazıntısının incelenmesi neticesinde olur.

Korunma ve Tedavi:

Uyuzun her türlü şeklinde tedavi veteriner hekim tarafından yapılmalı ve halk arasında uygulanan tedavi şekilleri hayvanlara uygulanmamalıdır.

Uyuz hayvandan hayvana bulaşabildiği gibi insanlara da bulaşabilmektedir. Uyuz olan hayvana yaklaşım buna göre olmalı köpeğin bulunduğu yer dezenfekte edilmelidir

Köpek veya kedinizde bölgesel kıl dökülmeleri, kepeklenme, deride kızarıklıklar ve çok sayıda sivilceler ile şiddetli kaşıntı gördüğünüzde sizlere bir telefon uzaklığındayız!!!Bu bir uyuz başlangıcı olabilir?

HEARTWORM-KALP KURDU 

Heartworm(kalpkurdu) olarak da bilinen "Dirofilaria Immitis", sokucu sineklerle nakledilen ve kalbe yerleşerek ölüme sebep olan çok tehlikeli bir parazittir. Sivrisinekler; hasta hayvanlardan kan emerek aldıkları Dirofilaria İmmitis larvalarını Soktukları başta hayvanların kas ve derialtı dokusuna boşaltırlar. 
   
Bu larvalar yaklaşık bir ay sonra kan dolaşımına girer toplam 80-120 gün içinde kalbe ularaşarak buraya yerleşirler. Kalpte büyüyerek ergin hale gelen parazitlerin boyları 25-30 santimetreye ulaşabilir. Ergin parazitler 3-4 ay içinde yumurtlamaya başlarlar ve bu yumurtalardan çıkan larvalar da kan dolaşımına dahil olur.  
 
Dirofilaria İmmitis larvaları damarlardaki kan akışını mekanik olarak engellerler ancak  sayıları yeterli miktarlara ulaşana dek hastada herhangi bir klinik belirti  oluşmaz. Yorgunluk ve öksürükle başlayan klinik belirtiler görüldüğünde ise  artık hastalık çok ilerlemiştir. Hayvan çok çabuk yorulur hatta hafif  hareketlerden sonra bile öksürük nöbetlerine tutulur. Solunum güçtür ve kalp büyümüştür. Nabız frekansı yüksek ve düzensizdir. Artık  tek tedavi şansı, kalp içindeki ergin parazitlerin operasyonla boşaltılmasıdır  Ancak bu işlem başarıya ulaşsa dahi dolaşımda hala larvaların bulunması sebebiyle kalpte tekrar ergin parazitlerin oluşması kaçınılmazdır. Bu  parazitlerin çok sık görüldüğü ülkeler ve bölgelerde, larvalara karşı etkili  ilaçların koruyucu olarak kullanılması yoluna gidilmektedir. Hastalığın  tedavisi ise; ancak bu ilaçların kalpte ergin parazitler oluşmadan önce  kullanılmasıyla mümkün olmaktadır. İşte bu yüzden petinize kolaylıkla  yaptırabileceğiniz "Heartworm Testi" ile hastalığın erken teşhisi  bu tehlikeli parazitle mücadelede çok önemli bir yere sahiptir. 

DERİ HASTALIKLARI

EKZAMA VE DERMATİTİS

Derinin üst katlarının yangısına ekzema derin katmanların yangısına ise dermatitis adı verilir.Başlangıçta hafif bir kızarıklık ve kabarcıklar oluşur. Bunların patlaması sonucu deri yüzeyinde kabuklar meydana gelir. Sonuçta iyileşme görülebilir veya nedenlerin devam etmesi sonucu olay tekrarlanabilir. Bakteriler de işin içine karışırsa akıntı irinli hale gelir ve bu bölgede enfeksiyon gelişebilir. Ayrıca kıllarda dökülmeler ve kaşıntı görülür.Ekzama ve dermatitis; beslenmeye, paraziter hastalıklara, karaciğere bağlı deri hastalıkları uzun tedavi gerektirirken, bazıları 4-6 haftada tedavi edilebilir.

Ekzamaya sebep olabilecek etkenler dış ve iç etkenler olarak ikiye ayrılır.

Dış etkenler; dış parazitler özellikle pireler, tasmanın deriye sürtünmesi, alkali sabunlarla ve benzer maddelerle hayvanın yıkanması (derinin yağını ve koruyucu tabakasını alacağı için) veya hayvanın hiç yıkanmayıp, yeterli temizlenememesi,yıkanan hayvanın iyi kurutulmayarak ıslak bırakılması, derinin fırçalanmaması veya tam aksine aşırı fırçalama nedeniyle oluşan tahrişler ve deriye uygulanacak diğer iritan yabancı maddeler  ekzemaya yol açabilir.

İç etkenler ; birçok enfeksiyoz hastalık, beslenmeye, karaciğere, ve bazı metabolik ve iç hastalıkları sebep olabilir.

Dermatitis ise; genellikle bakteriyel ve mantar kökenli enfeksiyonlar, parazitler ve travmalar nedeniyle meydana gelir.

Kulakları beyaz kedilerde, güneş ışınlarının etkisiyle kulaklarda dermatitis olgusu gelişebilir. Aynı durum yine güneş ışınları etkisiyle özellikle köpeklerin burunları üzerinde ve burun kanatlarıyla-çevresinde oluşabilir.


Belirtiler

Ekzema akut veya kronik olabilir. Genelde ekzema kaşıntı ile birlikte görülür. Deri sert, kepekli, kızarık ve ıslaktır, ara sıra irinleşebilir. Kedilerde genelde baş, bilhassa göz ve kulak çevresine, ayaklara, kuyruk köküne, daha nadir olarak göğüs ve karın altına yerleşir. Uzun tüylü kedilerde tüm vücutta görülür.

Dermatitiste ise tablo daha ağırdır. İşin içine bağ dokusu ve tüm deri katmanları katıldığından bölgesel ısı artışı, şişlik ve ağrı görülür. Dermatitis olgularında enfeksiyon çok daha kolay ve hızlı gelişebilir. Bunun sonucunda genel durum bozukluğu, ateş ve deri altı bağ dokusunun yaygın yangısı gelişebilir.


Hastalığın seyri

Ekzema uygun bir sağaltım ile 1-2 haftada iyileşebilir. Tekrar ortaya çıkma ihtimali sebebe bağlı olarak vardır. Kronik ekzema vakaları tedaviye karşı inatçıdır.

Dermatitis de yangı derindir, yangının seyri ekzamaya göre daha ağır ve daha hızlıdır.İyileşmeden sonra çoğunlukla iz kalır ve kılar düzensiz olur.

Tanı

Bilinmeyen cinsteki tüm deri değişiklikleri için genel anlamda ekzema tabiri kullanılır. O yüzden tanı için iyi bir muayene yapılmalıdır. Kedinin genel sağlık durumu, bakım ve beslenme şartları, aldığı ilaçlar değerlendirilmeli, pirelenme, mantar, kimyasal etkenler gibi dış etkenler göz önünde bulundurulmalı, laboratuvar muayeneler yapılarak mantar, bakteri, virüs ve dermatitisten ayırt edilmelidir.

Daha fazla bilgi ve yardım için Levent Veteriner Hospital de veteriner hekimlerimiz telefonlarınızı ve e-mail lerinizi bekliyor!!!

MANTAR ENFEKSİYONU

Köpek ve kedilerde çeşitli lezyonlar meydana getiren pek çok mantar etkeni vardır. Etkenler derinin, tüylerin veya pençelerin yüzeyinde yaşar. Kedide %90 mantar vakasına Microsporum canis denilen trikofit (ringworm)sebep olur. Bu organizma köpek ve insan gibi birçok türde de enfeksiyon oluşturur. 


Nasıl bulaşır?

Mantar enfeksiyonu bulaşıcıdır. Hayvanlar  direkt hasta hayvanla temasa geçmesi sonucu yada bulaşmış çevreden (kafes,fırça ve tarak...) enfeksiyon kapabilirler. Sağlam deri enfeksiyona dirençlidir. Daha önce deri hastalığı olanların veya pirelenme, bitlenme geçirenlerin mantar olma riski daha fazladır.


Mantar hastalığı genelde; özellikle genç ve uzun tüylü kedilerle av köpeklerinde daha sık görülür.Uzun tüylü kedi ve köpeklerde hayvanın derisinin güneş görmesi (mantar etkeni güneş sevmez) daha zor olduğundan  ve nemli kalması, iyi temizlenememesi gibi nedenlerden dolayı mantar etkenlerinin gelişmesine yatkındır.


Belirtiler:

  • Görüntü çok değişken olabilmektedir. Bazılarında çok ciddi lezyonlar olurken bazılarında ise lezyonlar çok hafif hatta belirsizdir.
  • Tipik deri lezyonları genelde ayaklarda, başta,kuyrukta ve kulaklarda ayrı ayrı, yuvarlak tüy döküntüleri ve kızarıklık şeklindedir. Etkilenmiş bölgeyi saran tüyler kırılmış görünür. Etkilenmiş bölge genelde pul puldur ve yangılı görünebilir.
  • Fakat mantar hastalığı genelde birçok başka deri hastalığı ile karışabilir. Mesela pire allerjisi, simetrik kellik, felin aknesi gibi.
  • Genelde bütün vakalarda biraz tüy dökülmesi görülür fakat yangının , pullanmanın ve kaşıntının miktarı çok farklı olabilir.

Tanı:

Hastalık çok değişken olabildiği için genelde hastanın görüntüsünden bir tanı koymak zor olabilir. Veteriner hekimler teşhis için genelde

Ultraviyole Wood'un lambası, Mikroskobik inceleme, Mantar kültürü testlerden bir ya da birkaçını kullanır


Çevrenin ve eşyaların dekontaminasyonu:

Bulaşıcı bir hastalık olduğu için mantarlı kedi ve köpeğin bakımı belli bir odada yapılmalı ve çevre sürekli dezenfekte edilmelidir. Çamaşır suyu genelde sert yüzeylerin ve kap kaçakların temizliği için uygun olabilir. Süpürge ile vakumlama da uygundur.


Tedavi

Genelde deri lezyonları mantar etkeni tamamen elimine olmadan iyileşeceği için tedaviye bir süre daha devam etmek gerekir. Birçok vakada en az 6 hafta tedavi gerekir, bazılarında daha fazla. Evde ne kadar çok hayvan varsa problem o kadar uzar.

İnsanlarda mantar enfeksiyonu:

  • Trikofiti genelde kediden insana geçebilir.
  • Çocuklar daha çok risk altındadır.
  • Hasta hayvanla direkt temas mümkün mertebe azaltılmalı ve çevrenin temizliğine önem verilmelidir.
  • İnsanlardaki trikofiti deride yuvarlak, yangılı bölgeler olarak veya kepekli tüy dökülmeleri şeklinde görülür.
  • Kaşıntılı olabilir. Genelde tedaviye iyi cevap verir.

METABOLİZMA HASTALIKLARI

ŞEKER HASTALIĞI - Diabet

  • Şeker hastalığı, köpeklerde kedilere kıyasla daha sık görülür. Pankreas tarafından üretilen insulin hormonunun yetersizliği sonucu veya vücut hücrelerinin insulin hormonuna yetersiz cevabı sonucu oluşur. Diabetik hayvanlarda hiperglisemi (yüksek kan şekeri seviyesi) görülür.Bunun sonucunda kanda ve idrarda yüksek düzeylerde şeker saptanır.
  • İdrarda şeker, çok işemeye ve çok susamaya yol açar. Her yaştan, cinsiyetten, ırktan hayvanlar hastalıktan etkilenebilmesine rağmen diabetes mellutus daha çok yaşlı ve şişman hayvanlarda görülür.
  • Dişiler hastalığa erkeklere oranla daha yatkındır. Genetik yatkınlık, şişmanlık, pankreas hastalığı, hormonal dengesizlikler ve bazı ilaçlar suçlansa da, hastalığın gerçek sebebi tam olarak açıklanamamıştır.

Belirtiler

Çok işeme, çok susama, artmış iştah ve kilo kaybı kedilerde şeker hastalığının en sık görülen belirtileridir. Hastalığın ilk evrelerinde hayvan iyi durumdadır. Sadece çok işeme ve su içme ile hastalık alarm verir. Fakat hastalık ilerledikçe deride ve tüylerde cansızlık, karaciğer hastalığı, bakteriyel enfeksiyonlar daha sık görülmeye başlar. Sık görülmeyen şeker koması denilen bir bozukluk hayvanın arka ayaklarının gittikçe güçsüzleşmesine yol açabilir. Gözlerde katarak oluşumuna köpeklerde sıklıkla, kedilerde ise nadiren rastlanır. Bazı durumlarda tehlikeli bir durum olan keto-asidozis de oluşabilir. Keto-asidozisin belirtileri arasında iştah kaybı, kusma, ishal, düşkünlük, güçsüzlük, dehidrasyon, nefes almada problemler, idrar ve nefeste aseton kokusu sayılabilir.

İyi ve    düzenli bir tedavi yapılmazsa sonuç ölümcül olabilir.

Tanı

Şeker hastalığının tanısı kedinin klinik belirtilerine, fiziksel muayene bulgularına, laboratuvar test sonuçlarına, ve kanda ve idrarda sürekli çok yüksek oranda şeker bulunmasına bağlı olarak konulur.


Tedavi

Şeker hastalığının tedavisi bozukluğun ciddiyetine bağlıdır. Ketoasidozisli hayvanlara yoğun bakım gerekir. Tedavi olarak serum ve kısa etkili insülin gerekir. Genelde hasta olmayan diabetik kedilere de deri altından günde bir ya da iki defa insülin ve kontrollü bir diyet uygulanır. Insüline alternatif olarak ağızdan hipoglisemik ilaçlar da uygulanabilir.

ÜRİNER SİSTEM HASTALIKLARI

Kedilerde oldukça sık rastlanır. Bazen basit bir sistit ile başlayıp ileriki dönemlerde üremiye kadar götürebilir. Bu sistemin hastalıklarında genetik yatkınlık olabileceği gibi beslenme ile de yakın ilişkisi olduğu bilinmektedir. Erkek kedilerde görülme oranı daha fazladır. Erkeklerde idrar yolu daha dar daha uzun ve bir kıvrım yapar, bu nedenle daha sık tıkanıklıklar meydana gelir.

Ama dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var:

  • Bazı kediler sıcak olduğu için kalorifer üzerinde yatar. Eğer cam kenarındaysa tam böbrek bölgesine soğuk hava üfler ve bu durum kedinizde hastalığa davetiye çıkarabilir.
  • Tuvalet kabı temiz olmalıdır. Bazı titiz kediler her seferinde temiz kap ister ve idrarını tutar böylece idrar, uzun süre kesede kalır. Bu durum böbreklerde taş oluşumuna ortam hazırlar.
  • Zehirlenmeler, örn: ağır metal, kurşun, arsenik, bazı anestezikler, etilen glikol v.b
  • Beslenme ile ilgili olarak yağ oranı sindirilebilirliği ve enerjisi düşük, bol lifli gıdalar, dışkı ile atılan su miktarını artırıp idrarı azaltarak idrar taşlarının oluşumuna ortam hazırlar.
  • Kalp hastalıkları, idrar yollarında tıkanıklık, A VİT eksikliği, travmalardan sonra şok durumlarında sıvı kaybı yani dehidrasyon da hazırlayıcı nedenlerdir.

Belirtiler:

Kediniz aniden kilo kaybetmeye başlarsa, ağzında kötü koku ve ağız içinde yaralar oluşmuş ise, kambur yürüyorsa ve tüyleri kabarık ve cansız ise mutlaka bize danışın. Yine kediniz sık sık idrar kabına gidiyor, miyavlıyor ve idrarını damlatıyorsa ki hiç idrar da gelmeyebilir, hele bir de kediniz erkek ise idrar yolu tıkanmış olabilir. Bu durumda idrar kesesi yırtığı oluşmaması için derhal boşaltılmalıdır. Geç müdahale üremiye neden olabilir ve yaşamını kaybedebilir. Kesinlikle zaman kaybetmeden veteriner hekime başvurulmalıdır. Çok idrar yapma ve çok su içme, depresyon, ishal, kabızlık, kas titremeleri belirtiler arasında sayılabilir.Bu durumda derhal veteriner hekiminize başvurmalısınız.

Faydalı Bilgiler

  KEDİLER               

  KÖPEKLER            

  KUŞLAR                

   HASTALIKLAR